7 Temmuz 2020 Salı

Nerden Bileceksiniz?

Günlerden 7 Temmuz saar gece 2:04. Muhtemelen birazdan yatağa gittiğimde kadınlığın gerektiği bir takım şeyler yaşayacağım ama bu gece bambaşka. Hayatımda ilk kez hayatımdaki adamın dayak yediğini gördüm. O arada sanırım ben de onu korurken darbe aldım. Çünkü dizimde bir yarık ve kolumda bir morluk var. Manyak mısın be kızım gecenin bir köründe bunları yazıyorsun diyebilirsiniz ama hayatımda ilk kez böyle bişey yaşadım ve işin kötü yanı eşimin dayak yemesini haklı buluyorum. Dayak derken elimde kanlı bir gömlek var mesela şu anda. Ulan annem babam beni bunun için mi yetiştirdi. Bazen gerçekten kendime aşırı hayret ediyorum. Özellikle sabrettiğim şeylere.

9 Nisan 2019 Salı

ÖKÜZ, SIĞIR VE BİLİMUM ŞEYLER

Yine buraya girip bişeyler yazmaya başladıysam anlayın ki ortalık karışık. Mutsuz olmak için mi evleniliyor onu sorguluyorum mesela şu anda. 

Madem evlendin, mutsuzsun neden devam ediyorsun da diye de sorulabilir aslında? Ulan ben her defasında aynı işkenceyi çekmek zorunda mıyım diye merak etmeden duramıyorum. Ya da karşındakinin de insan olduğunu insan ilk ne zaman anlar acaba diye sormadan da duramıyorum. 

Hayatımda çok çirkinleşen gördüm de kendi eşim kadar çirkinleşenini hiç görmedim. Eşim demek bile midemi bulandırıyor şu anda o kadar kızgınım. Kırgınlığım falan bir kenarda adama kafa göz dalsam anca rahatlayacağım. 6 gün oldu KOSKOCAAAA ALTI GÜN. 6 gündür konuşmuyoruz zira bu sefer kököz gibi ben alttan almadım. Zannımca 6 günü de geçecek bu sefer çünkü dayanılacak bir yanı kalmadı ve vakit geçtikçe asla ve asla alttan almayı düşünmüyor aksine daha da öfkeleniyorum.Oysa ki ben Gülriz Sururi'nin eşine yaklaştığı tarzda yaşamayı seven bir insandım. Hani diyor ya Gülriz Hanım madem ki Engin'in kollarına gideceğim er ya da geç belki bugün belki 5 gün sonra ama sonuçta onun kollarına gidecekken neden zaman harcayayım ki diyor ya bende aynı şeyi düşünen, aynısını yapan bir insan iken şimdiki geldiğim şu hale bakın. TAM BİR CANAVAR.

Bu canavarın oluşmasında emeği geçen beyefendiye beddualarımı yolluyorum. Ne derler bilirsiniz kaçan kovalanırmış, madem öyle madem ki sen bir oyunun peşindesin. O oyunu en ala oynamazsam ben de karaktersizin önde gideniyim. 

HADİ BAKALIM, HODRİ MEYDAN 

26 Kasım 2018 Pazartesi

Sarı yuvarlak bir halka

sarı yuvarlak bir halka mı bizi birbirimize bağlayan ya da bu halkaya gereğinden fazla mı anlam yüklemişiz. Sonuç olarak olsa da aynı,olmasa da aynı bana sorarsanız. Bence insanın kafasında net olacak bişeyler. Ya o sarı halkaya uygun olursun ya da olmazsın aslında. Matrix hapı gibi mübarek... kırmızı mı mavi mi?

Bu aralar bu sarı halka ile olan bağlarım nedensizce uzaklaşıyor. Sebebini bende bilmek isterdim ama eskisi gibi sinir,üzüntüden ziyade daha çok hayal kırıklıkları artmaya başladı. Ya hani ilişkideki her kadın der ya BEKLEMEYECEKSİN.. hakikatten ya ne kadar az beklenti o kadar çok mutluluk ama işte o sarı halka girince işin içine ben onu yapamıyorum yani bence doğası gereği beklenti azalmıyor gitgide artıyor bende..

bu ruh haline girmeme sebep olan olayı da kıssadan hisse yazayım yoksa patlayacağım; daha geçen hafta KAŞARın biri yüzünden artık sinirlerin bozulmuştur, ağlamışsındır. Ne kadar kalitesiz olduğunu bildiğin halde, Allah affetsin suratı olduğunu bildiğin halde yine de sinirinden ağlamışsındır. Aslında ağlama sebebim kıskançlık ya da başka birşey değil. Yorulduğumdan ağladım, artık sürekli negatif şeyler düşünmekten yorulduğumdan ağladım. EEE bunu ne önler???? O esnada yanınızda ağlarken size kıyamayan adam önler.

AMA O ADAM NE YAPAR???

Sinirlerini bozan, sözde sevdiğini ağlatan kadın ile toplu fotoğrafını koyar. Sonra da karısına/sevgilisine onu ne kadar sevdiğini yazar..GEÇİNİZ!!!

Valla yemiyorum da artık saf yerine ya da kıskanç yerine konulmaktan da gerçekten sıkıldım.

ee böyle olunca da uzaklaşıyorum inandığım şeylerden. Valla bir yerlere yazmam şarttı. Hıı yazdım da sakinledim mi? zaten yazarken sakindim :) sadece içim almıyor artık.

DÜNYANIN ORTASINA KUSASIM VAR.

3 Temmuz 2018 Salı

Bir cesaret gelir belki bir gün, ama gelir en sonunda..



Kim bilebilirdi ki 2012 den sonra ilk kez bir gece yarısı bilgisayarı açıp tekrar yazmaya başlayacağımı. Üstelik en son yazdığım postun şarkısı ile.

Bu seferki de tabi ki terapi amaçlı yoksa ne işim olur gece gece bilgisayar başında...

neyse konuya geçmek gerekirse; yıldım, yoruldum, her defasında haksız olmaktan sıkıldım. Evlilik denen loopun içine girdiğimden beri her gün enerjim tükeniyor. kademe kademe yıpranıyorum. En son bugün kocama senden önce psikolojik olarak daha iyi biriydim ben dedim. Evet problemlerim eskiden de vardı ama herkeste olan problemlerdendi. Ne bir eksik ne bir fazla. Ama bu sefer karşımdaki sadece kafasındakine odaklanıp beni dinlemeyen ruhsuz bir adamın teki.

seni seviyorumlarına inanmamam gereken biri belki de.Çünkü beyimiz moduna göre yorumlar yapıp, söylemlerde bulunuyor. Bu durumda inanmak sadece kendimi kandırmak oluyor. Çünkü seven biri bence bu kadar acımasız olmaz, karşısındakini bu kadar yıpratmaz, bile bile yapmaz bütün bunları.

her ne kadar her kavgada ağzıma gelenleri sıralamamak için kendimi zor tutsam da en düzgün kelimeleri seçmeye çalışıyorum çünkü bugünlerin yarınları da var. unutulan konu ise bugün söylediğiniz her laf karşınızdaki insanda bir yara açıyor olması.

1 senelik evlilik hayatı öğretti ki asla aldatan bir insanla evlenmemek gerekirmiş. Çünkü her geçen gün her bir kadın içinin kurt yemesine sebep oluyor, hastalıklı bir türe dönüyorsun. Düşünsene çocuğun olmuş(ki ALLAH korusun) karşısında annesi acaba baban beni aldatıyor mu diye tırnaklarını yiyor. Ne korkunç bir manzara. O yüzden aslında çok da yıpranmadan yapılması gereken şey belli.

Ya bir de asıl deli eden karşı tarafın kısıtlanıyorum lafları. Ulan ben mi yedim geçmişte o bokları tabiki de kısıtlanacaksın, tabiki de şüphe ile bakılacak sana bunları bilmeden mi kendini affettirmeye geldin. Neymiş beyimiz kadın arkadaşları ile görüşemiyormuş. Yooo bence gayet güzel görüşüyorsun sinsi sinsi, gizli gizli bir şekilde görüşüyorsun. Asıl sinir bozucusu o...uları bana savunması. Öyleyse öyle yooook yaaa. ah be kızım ne duruyorsun yanında diyorum kendime sürekli ama bir cesaret ya bir cesaret gelmiyor ki.

20 Ocak 2012 Cuma

I can fly but I want his wings

Uzun zamandir yazamiyordum sanirim hayatimda yazmaya deger pek de birsey goremedigim icin ya da yorumlarim tukendiginden dolayi da olabilir. Ama su yaziyi gordukten sonra blog'a geri donmek icin en iyi firsati yakaladim. Oldugu gibi kendi dilinde kopyalicam yaziyi cunku bazi duygularin cevrilmeye ihtiyaci yoktur.

''She ran even after she had had a heart attack.

 She ran with an attacked heart for so long time.

A heart attacked by the one who left, by the tears, by the bottles of wines and by the strains left on the lips.

Then, one day, she turned the music off, decided to stay away from the bottles and cleaned her lips. Pretended that she forgot every single thing, every single word, every single memory. Days passed and guess what happened? Pretending turned out the real. Pretending worked. It worked so good that she could breathe again. She could breath again.

But this time, she knew that she had to waste that breath for something worhts it.

That's why she stopped running months ago. Yes, she stopped running months ago.''

keske bunu okumak yetseydi ama arkasindan  ister istemez bunu da okudum. Aynen soyleydi:

''It always fascinated me how people go from loving you madly to nothing at all, nothing. It hurts so much.

When I feel someone is going to leave me, I have tendecy to break up to hear the whole thing. Here it is. One more, one less. Another wasted love story. I really love this one. When I think that its over, I'll never see him again like this..

Well yes,I'll bump into him, we will meet our new boyfriend and girlfriend, act as if we had never been together, then we'll slowly think of each other less and less until we forget each other completely. Almost..

Always same for me. Break up, break down.Drunk up,fool around. Meet one guy,then another,fuck around. Forget the one and only. Then after a few months of total emptiness start again to look for true love, desperately look everywhere and after two years of loneliness meet a new love and swear it is the one, until that one is gone as well.

There is a moment in life where you can't recover any more from another break-up. And even if this person bugs you sixty percent of the time, well you still can't live without him. And even if he wakes you up every day by sneezing right in your face, well you love his sneezes more than anyone else's kisses.''

3 Aralık 2011 Cumartesi

beyin önemli bir organ

vallahi biz kadinlar olarak psikopatiz. karsi tarafa sana geri donmicem mesajlari verirken bile aci ceke ceke veriyoruz o mesajlari. Bana artik dokunma,sana karsi icimde hic bir his yok, geri donecegimi dusunuyorsan da bosuna dusunme bana yaptigini unutamam falan demeler. Noldu simdi o sonuna bana yaptigini unutamam i ekleyince oldu mu saniyoruz? Evet erkek milleti emin olun cok aci cekiyordur bu lafi duyunca. Kafalarindan gecen sey ''hih tamam ben kiza geri donemicem ama o da aci cekiyor iyidir iyi''. Bence kiz olarak duygusal bir yapiya sahip oldugumuz icin ister istemez cumle baslarina sonlarina neler hissettigimizi yaziyoruz. Bu bizim elimizde olmayan bisey. Hangimiz karsi taraf uzuldugumuzu bilsin diye facebook da duygusal sarkilar paylasmadi veya twitter da duygusal sozler falan. Ne geregi var bunlara ya!bence erkegin karsisinda durulmasi gereken en guzel konum guclu kadin konumu. acini cekiyorsan da icinde yasa. Yani emin olun hicbir erkek aci cekiyorsunuz diye sizinle bir sans vermeye daha meyilli olmaz. Tam aksine siz ne kadar guclu durursaniz o kadar onlarin o kadar geri donme ihtimali oluyor. Ama guclu durmakla, facebook da veya twitter da nispet yaparcasina dusunceler paylasmanin bununla kenarindan kosesinden alakasi yok. hic unutmam bir arkadasim twitterdan surekli olarak ''offf su anda burda bir cocuk varr inanilmazzz yakisiklii '' diye tweetler atip duruyordu. Bunu goren ortak arkadaslarimizin tek dusuncesi ''kuyruk acisi cekiyor'' oldu. O yuzden kendinizi ne eski sevgilinize ne de ortak arkadaslariniza rezil etmeyin. Acin gizli bir hesap veya adinizin soyadinizin belli olmadigi bir blog oraya istediginizz gibi yazin. Emin olun kimse okumaz diye paylastikca siz rahatliyorsunuz ne de arkadaslarinizi boguyorsunuz!!dostum olsa sonuna kadar dinlerim zaten dostumunda boyle bisey yapmasina izin vermem ama didimin didisinin ask hayatini bu kadar gozume sokmasina tahammul edemiyorum. Herneyse ana konudan kopmadan hemen durumu ozetleyelim:Evet cok duygusaliz ama is hayatinda da ozel hayatinda da duygularina yenik dusmeyen insanlar kazaniyor. O yuzden beyinsiz olmadigimizi hatirlayip,elin ogluna kendimizi acindirmayalim.